Rusya, Ukrayna, BM ve Türkiye arasında imzalanan Karadeniz Tahıl Girişimi, daha yaygın bilinen adıyla Tahıl Koridoru, bunun en iyi örneklerindendir. İmzalandığı 22 Temmuz 2022 tarihinden sona erdiği 18 Temmuz 2023 tarihine kadar, Ukrayna limanlarından yaklaşık 33 milyon ton tahıl ihraç edildi. Bazı düşük gelirli ülkelerde kıtlığın engellenmesi ile birlikte, tahıl ürünlerinin global fiyatlarında %20 civarında bir düşüşü mümkün kıldı. Bu dikkate değer diplomatik başarı, bambaşka motivasyon ve amaçlara sahip tarafların NATO ittifakının tek tarafsız üyesi olan Türkiye çatısı altında buluşmasıyla mümkün oldu.
Ancak bilindiği üzere Rusya, 2023 yazının ortasından bu yana ve son olarak Soçi'de yapılan görüşmelerde anlaşmanın uzatılmasını reddediyor. Batılı ülkeler, Rusya Tarım Bankası üzerindeki yaptırımların kaldırılmasını ve SWIFT sistemine yeniden entegrasyonunu gerektiren anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği müddetçe anlaşmayı feshetme niyetlerini belirten Rusya’nın, önceki beyanları göz önüne alındığında, bu beklenmedik bir durum değildi. Mevcut durumda Ukrayna, olası bir Rus saldırısı riskine ihtiyati tedbir olarak, tahılının bir kısmını Karadeniz'in batı kıyı şeridinden, başlıca Romanya ve Bulgaristan'ın karasularından geçen bir kıyı deniz yolu üzerinden gönderiyor. Tahılın daha küçük bir kısmı da demiryoluyla Avrupa ülkelerine taşınıyor. Mevcut yöntemlerin her ikisi de maliyetli, zaman alıcı ve çok sayıda lojistik zorluk içeriyor; bu da Rusya izin vermediği sürece Ukrayna'nın etkili bir şekilde mal ihraç edemeyeceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Mevcut koşullar göz önüne alındığında, tahıl anlaşmasının yeniden başlaması, çeşitli ülkeler arasındaki etkili müzakerelere ve en önemlisi Rusya'nın ikna edilme isteğine bağlı. Rusya, statükoda sahip olduğu jeopolitik avantajları çok iyi anlıyor ve Batılı güçlerin ne ölçüde taviz vermeye istekli olduğunu değerlendirmek için bilinçli bir strateji benimsiyor. Benzer bir tutum, Rusya'nın iki defa tahıl anlaşmasını yenilemeyi reddetmesi ve böylece süreçte daha fazla koz elde ettiği zaman görülmüştü. BM yetkililerinin Rus gıda maddeleri ve gübrelerinin Batı pazarlarına sevkiyatını sağlama konusundaki taahhütlerini yerine getirmediği doğru olsa da BM, Rusya gıda ihracatı ve gübrelerinin yaptırımlara tabi olmadığını belirtiyor. Ancak, ödemeler, lojistik ve sigorta üzerindeki mevcut sınırlamalar ve zorluklar, Rus mallarının taşınmasında önemli bir engel teşkil etmiş, dolayısıyla Rusya'nın belirli Batılı kurum ve sistemlere yeniden entegre olma ihtiyacını güçlendirmiştir. Rusya'da, koridorun yeniden başlatılmasıyla ilgili olası güvenlik risklerinin yanı sıra, koridorun Rusya'ya karşı saldırı düzenlemek için bir araç olarak kullanılma potansiyeline ilişkin endişeler de mevcut. Ukrayna'nın Rusya’ya karsı yapmış olduğu deniz üslerine yönelik IHA ve IDA saldırıları ve Kırım ile Rusya ana karası arasında hayati bir bağlantı görevi gören Kerç Köprüsü'ne yönelik saldırılar, Rusya'nın anlaşmayı sürdürme konusundaki isteksizliğinde şüphesiz rol oynadı.
Başta Çin ve Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülke de devam eden müzakerelerin sonucuna oldukça ilgi gösteriyorlar. Tahıl Anlaşması'nın yürürlükte olduğu dönemde, Ukrayna'dan en fazla tahıl alan ülke Çin oldu. Tahılın yaklaşık 8 milyon tonunu satın aldılar, bu da Ukrayna'nın toplam tahıl ihracatının yaklaşık %25'ine denk geliyor. Ancak buna rağmen şaşırtıcı bir şekilde şekilde, Rusya anlaşmayı uzatmayı reddettiğinde ve daha sonra anlaşmadan tamamen çekildiğinde Çin çoğunlukla sessiz kaldı. Bunun bir açıklaması, Rusya'nın Batı'dan uzun süreli izolasyonundan Çin'in pek çok çıkarı olması olabilir. Bu çıkarlar arasında, Rusya pazarlarına daha kolay erişim ve Rus ürünlerinin daha düşük fiyatlardan satın alma olanağı var. Çin aynı zamanda gerekli tüm tahılları Rusya ve Brezilya'dan, potansiyel olarak, Ukrayna'ya kıyasla, daha uygun bir fiyatla satın alabilir. Rusya'nın Karadeniz Tahıl girişiminden çekilme kararına ilişkin Çin'in tutumu, kendi çıkarlarını, risk alarak, bir nebze de olsa kenara koyup, jeopolitik tutum ve değerlendirmelerinden kaynaklanıyor. Rusya'nın tarımsal ihracatı üzerindeki engellerin kaldırılmasının, Çin tarafından anlaşmanın yenilenmesi için gerekli bir şart olarak görülmesi, Rusya'nın mevcut duruşuna zımni bir destek olarak yorumlanabilir. Ancak Çin Komünist Partisi'nin resmî gazetesi, Rusya'nın girişime yeniden katılmaması durumunda artan gıda fiyatları nedeniyle Küresel Güney'de daha fazla huzursuzluk yaşanma potansiyelinin bulunduğunu da belirtti. Genel olarak Çin, Küresel Güney ile ilişkileri daha da geliştirmeye yönelik son çabalarına rağmen, Rusya ile ortaklıklarına öncelik veriyor gibi görünüyor. Bu nedenle Pekin'in, Karadeniz Tahıl Girişimi'nin devamı için Moskova üzerindeki nüfuzunu kullanması pek olası görünmüyor.
Rusya'nın başlıca eleştirilerinden biri, vaat edilenin aksine, Ukrayna'nın girişim kapsamındaki tahıl ihracatının çoğunluğunun gelişmekte olan/Afrika ülkeleri yerine sanayileşmiş/Avrupa ülkelerine gitmesi oldu. Birleşmiş Milletler bu eleştiriye, girişim sayesinde Afrika uluslarının artan arzdan faydalandığını, dolayısıyla gıdanın kitleler için daha uygun fiyatlı hale geldiğini öne sürerek yanıt verdi. Bu arada Rusya, belirli Afrika ülkelerine temel gıda maddelerini temin etmek için kendi girişimini uygulamaya başladı. Soçi'de gerçekleştirilen toplantıda, Başkan Putin, Rus tahılının Türkiye'ye uygun fiyattan satılıp, orada işlenmesinin ve oradan Küresel Güney'e dağıtılması ihtimaline değindi. Ancak bu planın yalnızca birkaç Afrika ülkesiyle sınırlı olması, ihtiyaç sahibi diğer tüm ülkeler için yeterli olup olmayacağına dair endişe yarattı. Bu nedenle bazı Afrikalı liderler, Putin'e Karadeniz Tahıl Girişimi'ni yeniden rayına oturtması yönünde çağrıda bulundu. Rusya'nın, Afrika ülkelerine tahıl tedariki için kendi tahıl girişimini münhasıran ve tek taraflı olarak sürdürmesi, aynı zamanda Ukrayna sevkiyatlarına izin vermemesi yönündeki potansiyel kararına ilişkin belirsizlik sürüyor. Çin ve birçok sayıda Afrika ülkesi, Batılı ülkelerden belirli tavizler vermelerini, Rusya’nın taleplerinin yerine getirilmesini ve koridorun sevkiyatlarına Rus tahılının dahil edilmesini istiyor.
Afrika ve Çin'in sergilediği sadece hafif baskılar ışığında, Türkiye'nin, Rusya'yı bir kez daha Karadeniz Tahıl Girişimi'ne katılmaya etkili bir şekilde ikna etme potansiyeline sahip tek ülke olduğunu gösteriyor. Gerçekten de geçmişteki müzakerelerin başarısı kısmen Erdoğan ile Putin arasındaki yakın ilişkilere atfedilebilir. Anlaşmanın yenilenmesinde Türkiye'nin de önemli olası menfaati var. Rusya'yı anlaşmaya yeniden katılmaya ikna etmedeki potansiyel başarı, Ankara'nın özellikle Batılı ülkelerle olan ilişkilerindeki diplomatik konumunu güçlendirecektir. Hem Türkiye hem de Rusya, Batı'dan tavizler almaya çalışırken aynı zamanda Batılı ulusların devam eden meselelerinde önemli bir konuma sahip. Bir yandan Batı, anlaşmanın kalıcı olarak sona ermesi ihtimali ve Rusya'nın taleplerini karşılayamamanın, kendisinin, gelişmekte olan ülkeler nezdindeki imajı üzerindeki potansiyel etkilerine ilişkin endişeleniyor ve baskı altında hissediyor. Mevcut koşullar dikkate alındığında, yakın bir gelecekte, Rusya'nın, Batı'dan önemli bir taviz alması ve Karadeniz Tahıl Girişiminin devam etmesi olası duruyor.