Görüş

ABD-ÇİN NİHAİ HESAPLAŞMA SÜRECİ DEVAM EDİYOR

ABD'nin Çin çevresindeki denizlerdeki tartışmasız hakimiyet döneminin sonuna mı geliniyor?

26/11/2023 | Hasan Erel

ABD-ÇİN NİHAİ HESAPLAŞMA SÜRECİ DEVAM EDİYOR  - ATASAM

ABD’nin Asya Pasifik politikaları kuşkusuz Gazze’de patlayan ve bölgeye yayılma eğiliminde bulunan İsrail – Filistin çatışmasıyla taktiksel değişikliğe uğradı. Ancak stratejik veya jeopolitik olarak bir yön değişiminden söz etmek pek mümkün değil.

ABD’nin önce Ukrayna vasıtası ile Rusya’yı, ardından Tayvan gerilimi üzerinden Çin’i kuşatma stratejisindeki değişim ancak takvim değişikliği olarak nitelenebilir. ABD’nin kucağında bulduğu Gazze işgali ve savaş gemilerini Ortadoğu etrafında konuşlandırması zaruriyeti, diplomatik alanda Çin’e karşı yeni bir açılımı gerektirdi. Bunu Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ABD ziyaretlerinde gördük. Ayrıca bu ziyaretlerin, öncesinde 1970’lerdeki (SSCB’ye karşı) Çin açılımının mimarı Henry Kissinger’in 100 yaşına rağmen yaptığı Pekin ziyareti ile başladığı da gözden kaçmamalı. Ancak hem Amerika hem Çin asıl mücadelenin küresel çaptaki liderlik mücadelesi olduğunun bilincinde ve ona göre hazırlıklarını sürdürüyor.

Pentagon, Asya-Pasifik bölgesine yeni orta menzilli füze sistemleri konuşlandırma sürecinde. ABD Pasifik Ordusu’nun (USARPAC) Komutanı General Charles A. Flynn’e göre, konuşlandırmanın resmi olarak gelecek yıl yapılması planlanıyor ve amacı “Çin’i Tayvan’ı işgal etmekten caydırmak”. Flynn, ABD Ordusunun orta menzilli “Tomahawk” füzelerinin karadan konuşlu versiyonları için bir  fırlatma platformu konuşlandıracağını da açıkladı. General Flynn, “Onları test ettik ve bugün bir veya iki bataryamız var. 2024 yılında bu sistemi konuşlandırmayı planlıyoruz. Nerede ve ne zaman olduğunu söylemeyeceğim. Ama sadece onları konuşlandıracağımızı söyleyeceğim.” Kara tabanlı füzeler 1987 ABD-SSCB “Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Anlaşması” kapsamında yasaklanmıştı. Anlaşma ile menzili 500 ila 5 bin 500 km arasında olan kara tabanlı füzeler yasaklanıyordu. Ancak ABD bu anlaşmadan 2019 yılında tek taraflı olarak çekildi.Bu çekilmenin ardında yatan hesap, Rusya’dan ziyade Çin’e karşı olası bir savaştı. ABD’nin bu maksatla yasaklanmış olsa da geliştirmeye devam ettiği füze, BGM-109G “Gryphon” olarak adlandırılan GLCM (Yerden Fırlatılan Seyir Füzesi) idi.

Gryphon, 2780 km menzile ve tek bir W84 termonükleer savaş başlığına (kapasitesi 150 kilotona kadar) sahip ses altı bir seyir füzesi. W80 termonükleer savaş başlıklarını taşıyabilme yetenekleri, eski “Gryphon”un etkili bir şekilde yeniden diriltildiği anlamına geliyor; tek fark, hedefinin Rusya değil, Çin ve büyük olasılıkla Kuzey Kore olmasıdır. Füzelerin Japonya, Filipinler ve Guam’da konuşlandırılacağı tahmin ediliyor. Buna ABD Deniz Piyadeleri (USMC) tarafından benzer “Tomahawk” fırlatıcılarının konuşlandırılması da dahilken, ABD Donanması halihazırda çok sayıda deniz tabanlı “Tomahawk” fırlatma platformuna sahip.Bütün bunlar, Çin’i düşman askeri üsleri ve altyapısıyla kuşatmaya yönelik, onu buna göre karşılık vermeye zorlayacak ortak bir çabayı açıkça gösteriyor. Pekin barış görüşmelerine ve yumuşamaya öncelik verse de savaşa hazırlanmayı ve hamle üstünlüğü hesapları yapmayı sürdürüyor. 

Asya-Pasifik ve yoğun deniz yolları, Asya devinin ağırlıklı olarak ihracat odaklı ekonomisi için hayati önem taşıyor. Çin nükleer bir güç olmasının yanı sıra bugün Rusya ile birlikte hipersonik füze yeteneğine sahip bir ülke. Çıkarlarını tehlikeye atabilecek her türlü ABD eksenli konuşlandırmaya müsamaha göstermeyecek veya cevapsız bırakmayacak. ABD’nin Çin’i kuşatma stratejisi denizlere dayanıyor. Ancak ABD’nin aktif savaş gemisi sayısı Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana önemli ölçüde azaldı. Yine de ABD gelişmiş denizaltıları ile sualtındaki üstünlüğüne güveniyordu.  ABD artık bu üstünlüğünü de yitiriyor olabilir. Çin, denizaltı teknolojisinde ve deniz altı tespit yeteneklerinde ilerlemeler kaydediyor. ABD’nin casus uydu görüntüleri, bu yılın başlarında Çin'in, pervane yerine pompa jet tahrik sistemine sahip, nükleer enerjiyle çalışan bir saldırı denizaltısını denize indirdiğini gösterdi. ABD denizaltılarında kullanılan gürültü azaltma teknolojisi ilk kez bir Çin denizaltısında görülüyordu.

Eski ABD Deniz Kuvvetleri subayı Carlson, yeni Çin denizaltılarının 1990'larda devreye alınan Rus Akula I sınıfı saldırı denizaltıları kadar sessiz olacağını tahmin ediyor.Çin'in mevcut denizaltı teknolojisinin önemli kısmı, Rusya'dan satın alınan ters mühendislik dizel-elektrik denizaltılarından geliyor. Moskova ile Pekin arasındaki her geçen gün daha güçlenen askeri bağlar, Rusya'nın gelişmiş denizaltı teknolojilerinden bazılarını Çin ile paylaşmaya istekli olabileceğini gösteriyor. Batı Pasifik, ABD denizaltıları için giderek daha tehlikeli hale geliyor. Avustralya'nın iddiasına göre, bir Çin destroyeri bir kaç ay önce Avustralya donanması dalgıçlarını hedef almak ve onları yaralamak için sonar darbeleri kullandı.

Çin Savunma Bakanlığı sözcüsü bu iddiayı yalanlasa da bu karşılaşma, Batılı hükümetlerin Pekin'in Çin'e yakın bölgelerde deniz gözetimi ve diğer faaliyetler yürüten yabancı ordulara karşı daha aktif bir tutum takındığını gösteriyor. Çin ayrıca denizaltını gözetleme konusunda da önemli gelişmeler kaydediyor. Çin, Güney Çin Denizi ve kıyılarındaki diğer bölgelerde “Sualtı Çin Seddi” olarak bilinen birkaç su altı sensör ağını neredeyse tamamladı. Çin askeri ve akademik metinlerine göre ağlar, düşman denizaltılarını tespit etme konusunda çok daha iyi bir yetenek sağlıyor. Ağustos ayında Çin, Güney Çin Denizi'nde düzinelerce Y-8 denizaltı karşıtı devriye uçağının dahil olduğu 40 saatten fazla süren bir denizaltı avlama tatbikatı gerçekleştirdi. Ekim ayında ise Çin ve Rus donanmaları, Alaska kıyısı açıklarındaki Bering Denizi'nde ortak denizaltı karşıtı savaş tatbikatı düzenledi.

Tüm bu gelişmeler, ABD-Çin nihai hesaplaşmasının hala gündemde olduğunu ve ABD'nin Çin çevresindeki denizlerdeki tartışmasız hakimiyet döneminin sona erdiği anlamına geliyor.